Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1961’in başında göreve başlayan Kennedy,1 Mart 1961’de ise Barış Gönüllüleri Örgütü’nü kurmuştur. Evet,artık 60’lı yıllarının Anadolu köylerinde enstitülüleri kapatan zihniyet köyün kalkınması için Amerikalı gençlere umut bağlamıştır.
Sayfa 243Kitabı okudu
Charles Gide’nin tanımında kooperatifçilik kârı ortadan kaldırma amacını güden bir birleşme olarak tanımlanmaktadır.Verilmek istenen esas tema,kapitalizmin kaldırılmasıdır. Kooperatifçilik kavramını sozlük anlamı ne kadar da enstitülere uygun olduğu ortadaydı.Kooparetif kişinin tek başına altından kalkamayacağı bir yükü kolektif bir yapı içerisinde gerçekleştirmesiydi.’Çağdaş anlamda kooperatifçilik,19.yy’ın ortalarında gittikçe artan kapitalizmin ağırlığından bunalan insanların ekonomik sorunlarına çözüm bulmak amacıyla bir araya gelmeleriyle ortaya çıkmıştı.’ 30’lu yıllarda özellikle hayata soldan bakan Türk aydını için kooparetifçilik,kapitalizmin sömürüsüne karşı bir duvar olarak görüşmüştü: ‘Her günkü hayatımızda,alışverişimizde,istihsal ve istihlakimizde ve ezcümle sosyal be ekonomik,münasebetlerimizde kooperatifçilik bizi kapitalistlere,tüccarlara,sığıntı ve tufeylilere karşı koruyacak ve çaldırtmayacak ,aldatmayacak olan yegane düzendir…
Reklam
İsmet İnönüye Köy enstitüsünde farklı yemek verilmesi üzerine
-Bu okulda ayrıcalık yapılır mı? Okul müdür Rauf İnan cevaplar: -Hayır Öğrenci sorularına devam eder; -Fakat okulumuza ziyarete gelen İsmet İnönü’ye niçin özel yemek verdiniz? Rauf İnan:Evet İsmet İnönü bizim Cumhurbaşkanımızdır ama biz özel yemekleri Cumhurbaşkanı olduğu için değil,şeker hastası olduğu için verdik.Sizin içinizdr de perhizi olanlar var.Nasıl onlara farklı yemek çıkartıyorsak Cumhurbaşkanına da çıkardık. Öğrenciler bu açıklamayı kabul eder ve soru işaretleri ortadan kalkar.
Köy enstitüleri sistemi başlı başına ne bir okuma-yazma kampanyası,ne bir köy kalkınması sorunu,ne bir öğretmen yetiştirme çabası,ne bir okul yapımı girişimiydi.Temel amacı bakımından,tarihsel koşulların hazırlandığı bir olanaktan yararlanarak iktidara katılıp elde edilen yürütme gücü ile emekçi sınıfları bilinçlendirmek ve devrimsel süreci hızlandırmak için girişilmiş bir devrim stratejisi ve taktiğiydi.
Köylü,ovadaki ve yollar üzerindeki köylerini bırakmış,resmi sıfatlı kişilerin erişemeyeceği,gözden uzak noktalarda 5-10 hanelik yerleşme bölgelerine sığınmıştır.Tarihimizde buna’Büyük Kaçgun’denmektedir.
Medeni Kanunu’nu hazırlama çalışmalarında ise kadronun eksikliği oldukça hissedilmişti.1924 senesinde başlamış ve yirmi altı bilginden oluşan bir komisyon sürekli olarak on dört ay çalışmıştı.Bu hummalı çalışmaya rağmen niye İsviçre Medeni Kanunu kabul edilmiştir?Dönemim hukukçularından Necip Ali(Küçüka)bu durumu Ülkü dergisine şöyle açıklıyor: Komisyon yıllarca toplandıktan sonra müspet olarak ancak yüz küsur madde tespit edebilmişlerdi…Bunun için yeni hukuk zihniyetinin son ifadesi olan İsviçre kanunu medenisini alma gayet tabii ve gayet makul görüldü.